Bakkal Hakan
|

|
İhlasi
|
Bu yazı 18.03.2014 00:25:25 tarihinde eklenmiş ve 584 kez görüntülenmiş.
Hakan Anadolu'nun güzel bir köyünde yaşıyordu.
Hakan'ın köyü Sivas'ın güzel ilçesi Kangal'a bağlı bir Türkmen köyü idi. Köy iki yüz haneli, iki de mezrası varmış. Köy kırsal olmakla birlikte kayısı, kiraz, dut, elma ceviz gibi meyve bahçeleri olan sebzenin her türünün yetiştiği bir köydü.
Köy bağ, bahçelik olmanın yanında, tarım ve hayvancılık da başlıca geçim kaynağı idi.
Köy Sivas'a demir yolu ve kara yolu ile bağlantılıymış. Demir yolu Sivas –Ankara, Sivas, Malatya'dan, Tatvan'a bağlanan Güneydoğu demir yolu güzergâhı olduğundan işlek bir hattı.
Yedi sekiz köyün yol çatalının, birleştiği bir noktada olduğundan devlet demiryolu istasyonu varmış. Hakanların tarla ve arazileri de Akgedik Demir Yolu İstasyonu'na çok yakın olduğundan orada da bir evleri bulunuyordu.
Esas bahçeleri bağları köydeydi çok güzel kayısı, dut, ceviz, kiraz bahçeleri vardı. Her türlü sebze de ekiyorlardı: domates, biber, salâtlık, patlıcan, fasulye, pancar, soğan vs.
Hakan Akgedik İstasyonu'nda yolcu çok olduğundan kafasında bir dükkân açmayı düşünür,
Bunu ağabeyi Halit'le de paylaşamaya karar verir. Ağabeyi bir devlet kurumunda işçi olarak çalıştığından gelmesini bekler.
Akşam herkes eve geldiğinde yemekler yenir, içilir ve Hakan, herkese:'' Biraz susun! Ben bir konu diyeceğim.'' der ailesine ve şöyle devam der:'' Halit abi ben istasyondaki eve dükkân açacağım.'' der, yapacaklarını özetler:'' Bir odasına üç- dört yatak sığar, çay satarım salonda da beklerler ve tren gelinceye kadar koyarım birkaç sandalye masa… Kışın çok soğukta yakarım sobayı ve bütün yolcular müşteri olur nasılsa senin iş yerine de yakın.'' der.
Ağabeyi dinledikten sonra becerebilirsen güzel olur der. Hakan''En azından istasyondaki tarlaya, çayıra yakın olursun.'' der ve ağabeyinde desteği alır. Ağabeyi, Hakan'a:'' Tamam. Maaşımı alalım ne gerekiyorsa Sivas'tan alırız. Sen git rafları ve ne tadilat gerekiyorsa yap.'' Der.
Hakan evin bazı yerlerini söker, tamir eder ve hazırlar. Rafları, masayı, sobayı her şeyi hazırlar. Ağabeyi de maaş günü geldiği için Hakan'la gidip bütün eşyaları alırlar. Alışverişlerini toptancılardan yaparlar ve yeni insanlar da tanırlar sürekli alışveriş etmek için.Hakan sevinç -ten ne yapacağını bilemez.
Gün sonu gelirler, eşyaları indirler ve yorgunluk basar. Köye geldiklerinde herkeste bir heyecan… Çünkü köyde de bir dükkân var başka yok.
İkinci dükkân Hakan'ın dükkânı, o da en işlek yerde, sabah erkenden kalkarlar ağabeyi işe gider Hakan'da başlar eşyaları dizmeye ve güzel bir dükkân olmuştur. Gördüğü eksikleri not alır. Hakan- yeni bir hayat- on altı yaşında kendine dükkân gibi kazançlı bir iş kurmanın sevincini yaşar. Zaman geçtikçe dükkân güzel para kazanır. Bir yıl geçer Hakan'ı da herkes çok sever. Hep yakın köyün tanıdık insanlar artık dedikoduya başlar, şöyle para kazanıyor böyle para kazanıyor diye.
Mehmet isminde köyden birisi daha dükkân açar rakip olarak ama herkes Hakan'ı sevdiği için Hakan'ın bakkalına giderler ve Hakan'ı da çok severler. Saygılı, kusur etmeyen herkesi memnun eden bir yapısı var o genç yaşta.
Bütün müşteriler Hakan'a gidince, Mehmet'te bir kıskançlık başlar, bu zamanla öfkeye döner.
Mehmet içten içe kin gütmeye başlar Hakan'a. Bir gün bir şeyi bahane ederek Hakan'la söz dalaşı eder. Hakan, Mehmet'e:'' Ağabeysin, benim büyüğümsün!'' der yine ağır başlılıkla. Cevap vermeden gider.
Bu husumet Mehmet'te iyice kine dönüşür ve Hakan'ın sevilmesini bir türlü hazmedemez.
Bir gün Mehmet atını getirir Hakanların biçilmemiş çayırına bağlar. Hakan da gider atı bırakır çayırdan. Mehmet:'' Ben bunu senin yanına bırakırsam, seni öldürmezsem adam değilim!'' der.
O yaz biter ve kışın büyük bir kış olur dışarıdaki kış kıyamet gibidir. Malatya'dan gelen bir yolcu, kardeşi başka bir köyde öğretmen olduğundan kardeşinin yanına gitmek için istasyonda iner. Kış olduğu için istasyonda bekleme salonunda kalır. O arada istasyon müdürü girer. Yalnız olduğunu görünce:'' İleride dükkân var. Orada yatak var, çay var, orası bakkal gece orada kalırsın. Kış yavaşlayıp tipi dinince de aynı yöne giden çıkarsa beraber gidersin.'' der
Hasan doğru istasyondan bakkala gidene kadar donmuştur. Gider bakkalla selamlaşırlar. Hakan'la ısınır çay falan içerler. Orada Hakan'ın da bir köylüsü Ahmet vardır. Ahmet karşı bakkalın sahibi Mehmet'le de uzaktan akrabadır.
Fakat oraya gelişi hiç de hayır değildir. Karşıki bakkal Mehmet Ahmet'i oraya Kafsındaki hain planı uygulamak için yollamıştır çünkü içindeki nefreti ve kıskançlığı bir türlü atmamış ve Hakan'ı öldürmeye karar vermiştir.
Ahmet gece içerden kapıyı açmak için bilerek gönderilmiş ve tabi Hakan'ın bundan haberi yokmuş. Ahmet de hem komşusu hem de çocukluk arkadaşı olduğundan hiç şüphelenmemiş ve ona ikramda bulunmuş.
Konuşup eğlendikten sonra yatmışlar. Ahmet'le Hakan bir yatmış Hasan başka bir yatakta yatmış.
Ahmet uyur gibi yapmış ama uyumamış, herkesin tam uyuduğundan emin olduktan sonra
Gidip dükkânın dış kapısını açmış, Mehmet'i beklerken Mehmet oda sağdaki soldaki istasyondaki insanları kollar tam emin olduktan sonra herksin yattığı bir zamanda bakkala gider
Hakanın kafasına av tüfeği ile sıkar Hakan ölür. Hasan tüfek sesine sıçrar, onun hesabında Hasan yok ama bir aksilik Hasan da oradaymış. Mehmet'in maksadı Hasan'ı öldürmek değil. Hiç tanımadığı birisi ama şahitlik eder korkusu ile onu da öldürür.
Hakan'ın hayalleri üç yıl sonra on dokuz yaşında bir Şubat kışında bir çekememezlik yüzünden sona erer ki Hasan'da yirmi yaşlarında genç deli kanlı oda hiç bilmediği bir yerde bilmediği insanlar tarafından suçsuz yere ağabeyini görmeden toprağa düşer.
Hasetliğin ve kıskançlığın iki genci nasıl da heba ettiğini ne kötü bir olay olduğunu bir kez daha anlamış olduk
SAYGILARIMLA
Bekir Akbulut
17.03.2014
|
|
Lütfen üye girişi yapınız. |
|
|